Sepetim (0) Toplam: 0,00TL
%35
buyuyenayyayinlari.com.tr

Arşiv Belgeleri IşığındaMarko PaşaHayatı-Çevresi-Şahsiyeti

Liste Fiyatı : 260,00TL
İndirimli Fiyat : 169,00TL
Kazancınız : 91,00TL
9786057683519
362429
Marko Paşa
Marko Paşa Arşiv Belgeleri Işığında Hayatı-Çevresi-Şahsiyeti
169.00

Hayatın Türk Tıbbına vakfeden Marko Paşa ile ilgili bu eseri:

"Yaşadığımız zor zamanların kahramanları olan sağlık çalışanlarımıza şükranla ithaf…" ediyoruz.

Büyük Osmanlı çatısı altında buluşan gayrı-müslimler arasında Ermeni ve Rumların ayrı bir yeri ve konumu vardı. Onlar asırlara yayılan kültürel bir mayalanmayla bu büyük terkibin en esaslı ses ve renklerinden biri olmuşlardı. Yerli Rumlarımız, Yunan devleti kurulduktan sonra bile ekseriyetle İstanbul'u Atina'ya tercih etmiş ve Osmanlı çatısı altında yaşamayı yeğlemişlerdi. “Osmanlının en uzun yüzyılı”nın bilhassa ikinci yarısı yerli Rumların altın yıllarıydı. Gayrı-müslimlerle ilgili kısıtlamaları kaldıran hukuki düzenlemeler zengin ve güçlü bir Rum elitinin doğmasına hizmet etmişti. Rumlar bir yandan Batılı şirketlerin komisyoncuları, aracıları ve bankerler olarak zenginleşirken, diğer taraftan Devlet yönetiminde ve bilhassa Hariciye’de hatırı sayılır bir ağırlık kazanmışlardı. Ancak, Büyükelçiler arasında Musuros’un Atina’da, Karateodoris’in de Berlin Kongresi'nde Osmanlı Devleti'ni temsil ederken gösterdikleri gayret dönemin Rum aydınlarının sadakatinin ve Osmanlı tebaası olmayı nasıl içselleştirdiklerinin tipik örnekleriydi. Ne var ki yakın tarihin siyasi çalkantıları bu kader ortaklığına daha fazla izin vermedi. Geçen asrın başında İstanbul nüfusunun nerdeyse üçte birini teşkil eden Rumlar ve onların önemli şahsiyetleri zamanla buharlaştılar ve silik birer hatıraya dönüştüler.

Saray tabibi, Meclis-i Ayan üyesi, Mekteb-i Tıbbiye nâzırı, Kızılay’ın kurucularından olması gibi seçkin vasıflarına ve üstelik birkaç kuşak önce yaşamış olmasına rağmen Marko Paşa’nın portresi de bugün hayli puslu ve gölgeli. O şimdilerde daha çok “Derdini Marko Paşaya anlat” sözüyle ve yılda bir Kızılay’ın kuruluş törenlerinde hatırlanıyor. Daha çok zengin arşiv belgelerine ve Mekteb-i Tıbbiye’deki talebelerinin hatıralarına dayanan bu mütevazi çalışmayla biz o sisleri biraz olsun aralamayı ve gölgeler içindeki simasını belirginleştirmeyi amaçladık.

Hayatını Türk tıbbına vakfeden ve bu ülkeyi ülkesi bilen Marko Paşa bugün Kuzguncuk sırtlarında, denize nâzır kabristanında son uykusunu uyuyor ve geçmişteki ortak tarihe tanıklıkta bulunuyor. Bu çalışma Türk Tıbbının ona olan şükran borcunun küçük bir ifadesi..

  • Açıklama
    • Hayatın Türk Tıbbına vakfeden Marko Paşa ile ilgili bu eseri:

      "Yaşadığımız zor zamanların kahramanları olan sağlık çalışanlarımıza şükranla ithaf…" ediyoruz.

      Büyük Osmanlı çatısı altında buluşan gayrı-müslimler arasında Ermeni ve Rumların ayrı bir yeri ve konumu vardı. Onlar asırlara yayılan kültürel bir mayalanmayla bu büyük terkibin en esaslı ses ve renklerinden biri olmuşlardı. Yerli Rumlarımız, Yunan devleti kurulduktan sonra bile ekseriyetle İstanbul'u Atina'ya tercih etmiş ve Osmanlı çatısı altında yaşamayı yeğlemişlerdi. “Osmanlının en uzun yüzyılı”nın bilhassa ikinci yarısı yerli Rumların altın yıllarıydı. Gayrı-müslimlerle ilgili kısıtlamaları kaldıran hukuki düzenlemeler zengin ve güçlü bir Rum elitinin doğmasına hizmet etmişti. Rumlar bir yandan Batılı şirketlerin komisyoncuları, aracıları ve bankerler olarak zenginleşirken, diğer taraftan Devlet yönetiminde ve bilhassa Hariciye’de hatırı sayılır bir ağırlık kazanmışlardı. Ancak, Büyükelçiler arasında Musuros’un Atina’da, Karateodoris’in de Berlin Kongresi'nde Osmanlı Devleti'ni temsil ederken gösterdikleri gayret dönemin Rum aydınlarının sadakatinin ve Osmanlı tebaası olmayı nasıl içselleştirdiklerinin tipik örnekleriydi. Ne var ki yakın tarihin siyasi çalkantıları bu kader ortaklığına daha fazla izin vermedi. Geçen asrın başında İstanbul nüfusunun nerdeyse üçte birini teşkil eden Rumlar ve onların önemli şahsiyetleri zamanla buharlaştılar ve silik birer hatıraya dönüştüler.

      Saray tabibi, Meclis-i Ayan üyesi, Mekteb-i Tıbbiye nâzırı, Kızılay’ın kurucularından olması gibi seçkin vasıflarına ve üstelik birkaç kuşak önce yaşamış olmasına rağmen Marko Paşa’nın portresi de bugün hayli puslu ve gölgeli. O şimdilerde daha çok “Derdini Marko Paşaya anlat” sözüyle ve yılda bir Kızılay’ın kuruluş törenlerinde hatırlanıyor. Daha çok zengin arşiv belgelerine ve Mekteb-i Tıbbiye’deki talebelerinin hatıralarına dayanan bu mütevazi çalışmayla biz o sisleri biraz olsun aralamayı ve gölgeler içindeki simasını belirginleştirmeyi amaçladık.

      Hayatını Türk tıbbına vakfeden ve bu ülkeyi ülkesi bilen Marko Paşa bugün Kuzguncuk sırtlarında, denize nâzır kabristanında son uykusunu uyuyor ve geçmişteki ortak tarihe tanıklıkta bulunuyor. Bu çalışma Türk Tıbbının ona olan şükran borcunun küçük bir ifadesi..

      Stok Kodu
      :
      9786057683519
      Boyut
      :
      13,5 x 21,0 cm
      Sayfa Sayısı
      :
      288
      Basım Yeri
      :
      İstanbul
      Baskı
      :
      1
      Basım Tarihi
      :
      Ekim 2020
      Kapak Türü
      :
      A. Bristol (Karton Kapaklı)
      Kağıt Türü
      :
      70 gr Holmen lüks kitap kağıdı
      Dili
      :
      Türkçe
  • Yorumlar
    • Yorum yaz
      Bu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
Kapat