Bosna, Mahfuz Ülkem -Bir Hayat, Bir Ülke, Bir Şehir-
Mekân, bellek ve zamanın iç içe geçtiğini söyleyen Bachelard, mekânın “peteklerinin binlerce gözünde zamanı sıkıştırılmış olarak tutmaya” yaradığını dile getirmiştir. Ona göre, somutlaşmış süre fosillerini mekân sayesinde, mekân içinde buluruz.
İsmet Tokgöz, insan-mekân ilişkisinin ne olduğunu ve bunun güzel bir örneğini bize Bursa’yı anlattığı eserinde göstermişti. Şimdi ise yeni bir eserle anayurdu Bosna’yı anlatmaktadır. Bu şüphesiz bildiğimiz Bosna kadar, bilmediğimiz bir Bosna’dır da. Neredeyse bir ömür içte taşınan, insan ruhuyla hemhal olmuş, belki de onun satırlarıyla ruhsal yakınlık kurabileceğimiz, bir insanın bir ülkeyle bütünleştiği bir Bosna anlatısıdır ‘Bosna, Mahfuz Ülkem’. Sıla kelimesi ‘iyilik, bağış, hediye” anlamını da taşıyor. Onun sılasının bu türden bir karşılığının olduğu da eser boyunca anlaşılmaktadır.
Daha yeni bir lise öğrencisiyken, insanın haysiyetini yere düşürmeyeceğini düşünerek dünyanın yüzünde adalet arayan bir insan olarak, derin bir bağlılık duyduğu, soykırıma uğramış, ellerinde “tarih fazlası” kalmış insanlara, onların güzel ülkesi ve yaşamının onsuz bir anlam kazanamayacağı mekân olduğunu düşündüğü Bosna’ya dair, tarihine de yer veren edebi bir metindir Bosna, Mahfuz Ülkem. Yazar, Cevad Karahasan, Semezdin Mehmedinoviç, Mehmed Selimoviç, İvo Andriç, Milijenko Yergoviç gibi yazarlarına atıflar yaparak Bosna edebiyatına da kapı aralarken, bir yandan da ayrılmaz parçası olarak metne sinmiş olan bir aile anlatısı da sunuyor okura.
Bosna, Mahfuz Ülkem’de yazar, başkasına devredemeyeceği hisseye sahip olsa da her okurun pay alabileceği bir eser. Eserin söylediği şeylerden biri de “Bir ülke nedir? Bir ülkeyi nasıl anlayabiliriz? Bir ülke bir insan için ne ifade eder?” şeklinde çoğaltılabilecek sorularımıza bakış görgüsü kazandırması, samimi bir örneklik etmesi.
- Açıklama
Mekân, bellek ve zamanın iç içe geçtiğini söyleyen Bachelard, mekânın “peteklerinin binlerce gözünde zamanı sıkıştırılmış olarak tutmaya” yaradığını dile getirmiştir. Ona göre, somutlaşmış süre fosillerini mekân sayesinde, mekân içinde buluruz.
İsmet Tokgöz, insan-mekân ilişkisinin ne olduğunu ve bunun güzel bir örneğini bize Bursa’yı anlattığı eserinde göstermişti. Şimdi ise yeni bir eserle anayurdu Bosna’yı anlatmaktadır. Bu şüphesiz bildiğimiz Bosna kadar, bilmediğimiz bir Bosna’dır da. Neredeyse bir ömür içte taşınan, insan ruhuyla hemhal olmuş, belki de onun satırlarıyla ruhsal yakınlık kurabileceğimiz, bir insanın bir ülkeyle bütünleştiği bir Bosna anlatısıdır ‘Bosna, Mahfuz Ülkem’. Sıla kelimesi ‘iyilik, bağış, hediye” anlamını da taşıyor. Onun sılasının bu türden bir karşılığının olduğu da eser boyunca anlaşılmaktadır.
Daha yeni bir lise öğrencisiyken, insanın haysiyetini yere düşürmeyeceğini düşünerek dünyanın yüzünde adalet arayan bir insan olarak, derin bir bağlılık duyduğu, soykırıma uğramış, ellerinde “tarih fazlası” kalmış insanlara, onların güzel ülkesi ve yaşamının onsuz bir anlam kazanamayacağı mekân olduğunu düşündüğü Bosna’ya dair, tarihine de yer veren edebi bir metindir Bosna, Mahfuz Ülkem. Yazar, Cevad Karahasan, Semezdin Mehmedinoviç, Mehmed Selimoviç, İvo Andriç, Milijenko Yergoviç gibi yazarlarına atıflar yaparak Bosna edebiyatına da kapı aralarken, bir yandan da ayrılmaz parçası olarak metne sinmiş olan bir aile anlatısı da sunuyor okura.
Bosna, Mahfuz Ülkem’de yazar, başkasına devredemeyeceği hisseye sahip olsa da her okurun pay alabileceği bir eser. Eserin söylediği şeylerden biri de “Bir ülke nedir? Bir ülkeyi nasıl anlayabiliriz? Bir ülke bir insan için ne ifade eder?” şeklinde çoğaltılabilecek sorularımıza bakış görgüsü kazandırması, samimi bir örneklik etmesi.
Stok Kodu:9786256299849Boyut:13,5 x 21,0 cmSayfa Sayısı:171Basım Yeri:İstanbulBaskı:1Basım Tarihi:2025Kapak Türü:A. Bristol (Karton Kapaklı)Kağıt Türü:80 gr Holmen lüks kitap kağıdıDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
