Şeyh San’an Hikâyesi(Yeniay Kitaplığı: 14)
Şeyh San’an Hikâyesi kültür ve medeniyet dünyamızın sabit yıldızlarından Horasan Selçuklularının son zamanlarında yaşamış, Nişabur doğumlu Ferîdeddîn-i Attâr’ın şaheserlerinden Mantıku’t-Tayr’da geçen ve başlıbaşına bir şaheser kabul edilen bir hikâye.
Şeyh San’an Hikâyesi, iç manaları dikkate alınarak şerh edilebilecek bir hikâye. Fakat zâhirî bakımdan bir imtihanın hikâyesi. İster ârif, ister velî, ister zâhid, ister şeyh diye adlandıralım herkesin dünya hayatında sınanacağını ve belki de en çok onların sınanacaklarını, imtihan dünyasında çeşit çeşit kınanıcı hallere düşebileceklerini, bütün meselenin geri dönmeyi bilmekte yani pişman olup tövbe etmek olduğunu zâhitliği ile maruf bir şeyhin hikâyesiyle anlatmaktadır. Mal-mülk, makam-mevki, çoluk-çocuk, ilim, etrafı saran kalabalıklar ve çeşit çeşit her durum ve konum hem bir lütuf ve ihsan hem de bir imtihan vesilesi. Her şey, ihsan ve lütuflar “bâdire, dert, gam, keder, âfet, musîbet, felâket” kısaca “belâ” diye vasfedilen hallerle sınanmaya başlar. Efendimizin “Muhakkak ki Allah müminleri belâ ile sınar, tıpkı altının ateşle imtihan edildiği gibi” kutlu kelâmı bu halin en güzel anlatımıdır. Dünya hayatında ve bize verilen ömür müddetince bu sınamalar daima aslımıza dönmek, her şeyin yegâne sahibine rücû etmek içindir. Şeyh San’an Hikâyesi en başta bize bunu söyler. Bu anlamda Efendimiz’in kutlu sözünün bir yönüyle şerhi, bir tecellisi gibidir. Sonuçta her şey, bütün hayatımız daima, bitmek tükenmek bilmeyen bir iman tazeleme işlemidir. Hakikat erleri bu hallerden geçtikten sonra eski iman ile yeni imanı mukayese ettiklerinden eski imanlarını küfür olarak addetmişlerdir.
Hikâyemizde bu imtihan ve sınama “aşk” olarak tecelli etmektedir. Neden aşk? Yoksa varlığı kökten sarsacağı için mi? Şeyh San’an Hikâyesi şu soruyu da içinde barındırmaktadır: Adeta Hz. Eyüp’ün bütün etrafının birer birer kendisini terk etmesine sebep onca hastalığa uğradığında sorduğu ve sebeb-i hikmeti öğrenmek isteyen sorusu gibi “Neden böyle birinin başına bu küfür ve delalet belâsı geldi?”
- Açıklama
Şeyh San’an Hikâyesi kültür ve medeniyet dünyamızın sabit yıldızlarından Horasan Selçuklularının son zamanlarında yaşamış, Nişabur doğumlu Ferîdeddîn-i Attâr’ın şaheserlerinden Mantıku’t-Tayr’da geçen ve başlıbaşına bir şaheser kabul edilen bir hikâye.
Şeyh San’an Hikâyesi, iç manaları dikkate alınarak şerh edilebilecek bir hikâye. Fakat zâhirî bakımdan bir imtihanın hikâyesi. İster ârif, ister velî, ister zâhid, ister şeyh diye adlandıralım herkesin dünya hayatında sınanacağını ve belki de en çok onların sınanacaklarını, imtihan dünyasında çeşit çeşit kınanıcı hallere düşebileceklerini, bütün meselenin geri dönmeyi bilmekte yani pişman olup tövbe etmek olduğunu zâhitliği ile maruf bir şeyhin hikâyesiyle anlatmaktadır. Mal-mülk, makam-mevki, çoluk-çocuk, ilim, etrafı saran kalabalıklar ve çeşit çeşit her durum ve konum hem bir lütuf ve ihsan hem de bir imtihan vesilesi. Her şey, ihsan ve lütuflar “bâdire, dert, gam, keder, âfet, musîbet, felâket” kısaca “belâ” diye vasfedilen hallerle sınanmaya başlar. Efendimizin “Muhakkak ki Allah müminleri belâ ile sınar, tıpkı altının ateşle imtihan edildiği gibi” kutlu kelâmı bu halin en güzel anlatımıdır. Dünya hayatında ve bize verilen ömür müddetince bu sınamalar daima aslımıza dönmek, her şeyin yegâne sahibine rücû etmek içindir. Şeyh San’an Hikâyesi en başta bize bunu söyler. Bu anlamda Efendimiz’in kutlu sözünün bir yönüyle şerhi, bir tecellisi gibidir. Sonuçta her şey, bütün hayatımız daima, bitmek tükenmek bilmeyen bir iman tazeleme işlemidir. Hakikat erleri bu hallerden geçtikten sonra eski iman ile yeni imanı mukayese ettiklerinden eski imanlarını küfür olarak addetmişlerdir.
Hikâyemizde bu imtihan ve sınama “aşk” olarak tecelli etmektedir. Neden aşk? Yoksa varlığı kökten sarsacağı için mi? Şeyh San’an Hikâyesi şu soruyu da içinde barındırmaktadır: Adeta Hz. Eyüp’ün bütün etrafının birer birer kendisini terk etmesine sebep onca hastalığa uğradığında sorduğu ve sebeb-i hikmeti öğrenmek isteyen sorusu gibi “Neden böyle birinin başına bu küfür ve delalet belâsı geldi?”
Stok Kodu:9786256299900Boyut:11,0 x 18,5 cmSayfa Sayısı:64Basım Yeri:İstanbulBaskı:1Basım Tarihi:2025Kapak Türü:A. Bristol (Karton Kapaklı)Kağıt Türü:70 gr Holmen lüks kitap kağıdıDili:Türkçe
- Yorumlar
- Yorum yazBu kitabı henüz kimse eleştirmemiş.
